Çok şaşırtıcı nasıl oluyor bu yetkili sorumsuzluk değilmi? Madem sorumsuz niye yetki veriliyor. Ya da yetkili nasılı sorumsuz oluyor. Kafa karıştırıcı. Bazı konular dönemsel kararlarla ilerlemeli bence. Bir dönem gerekli olan belli bir dönem sonra önemini yitirir. Aynı marjina fayda ilkesi gibi doydukça doyumsuzluşmak gibi yani faydası sıfıra inmesi gibi hatta daha ilerisi zarar vermeye başlaması gibi. Örneğin bir dönem üniversite sayısının artması zaruri ihtiyaçtı. Devlet üniversiteleri ve özel üniversiteleri arttı, öyleki özel üniversiteleri eğitime değil ticarete yöneldi. Parayla diplomalar verildi sonra her yerde kalitesizlik baş göstermeye başladı. Yapılan konuşulan edilen her şey fayda vermeyi bırakın zarara dönmeye başladı. Demek ki artık üniversite sayısı bizim ihtiyacımız olan kapasiteyi çoktan geçti. Kalitesizlikte tahammül sınırlarımızı aştı. Mezunlar kendileri bile nasıl diploma aldıklarına şaştı. Bunu özelleştirme ile alakalı her sektörde örnek gösterebiliriz. Hastahanelerin gerekli gereksiz tüm testleri yaptırmak için yarışmasını. Bir muayne ücretinin iki bin liraya çıkmasını ama doktorun size bir dakikada muayene edip hemen diğer para kazandıracak birimlere yönlendirmesini. Bu gerekli mi doktor bey dediğinizde olsun gelmişken onu da kontrol edelim demesini. Ve kontrol edilecek olayın sizin rahatsızlığınızla alakasının olmayışını. Daha fazla para kazanmak için asli işlerini sallayıp farklı alternatiflere sapmalarını ve hala hakkı ile yapmadıkları işlerinden dolayı maaş almalarını. Uçuşlarda daha önce ücretsiz olan birçok şeyin ücretlendirilmesini. Siz iki saat önce havaalanına gitmeniz gerekirken, onların bileti bir başka yolcuya satıp size kapılar kapandı demesini ve bir şey yapamayışınızı. Bütün bu keyfi bedel ödettirmelere karşı yalnızca olan biteni seyretme mecburiyetinizi. Kabin içi ikramların bedelli oluşunu, hatta söylentiye göre kabin içi baş üstü bagajların bile ücretlendirileceğini bunlar adım adım yetkili sorumsuzların aç gözlülüğü. Yakında bir süpriz daha yapıp uçakta tuvaletlerden ücret alabilirler, benden söylemesi. Birey olarak baktığınız da bir şekilde özel veya devlet teşebbüsünde bir makama gelince işin gerekliliğine göre değilde işlerine geldiği gibi davrananlar o kadar çok ki. Özel sektörde Kabul edilebilir keyfiyetlerin cezasını patron keser bedelini hem iş gören hem iş veren öder ama devlet birimlerinde kamu kurum ve kuruluşlarında ki keyfiyetlerin bedelini vatandaş ödeyince bunun vebalinden benim ben diyen kurtulamaz asla iflah olmaz. Bu tür kişiler seçilmiş ya da atanmış olabilir farketmez, kimsenin kimseden üstünlüğü yok. Fark yalnızca makam ama o makamda olmasınında bir sorumluluğu çok önemli görevleri var. Madem bunu yapmayacaksın, trip atacaksın, küsüp oturacaksın, önüne gelene darılacaksın o zaman o kotukta da oturmayacaksın. Bu hakkı hiç bir vatandaş sana vermez. Ben darıldım oynamıyorum dersen oyundan çıkacaksın yeni oyuncular girecek ve üstlerine düşen görevi yapacak. Nasıl olsa maaşımı alıyorum sabah gelip akşam gidiyorum. Ne halleri varsa görsünler diyorsan kendi göreceğin hallerede hazır olmak gerekli. Hak yemek çok ağırdır. Dağlar kaldıramaz altında tozla buz olur. Hassasiyeti olamayn insanların sonuda harap olur. Ben derimki şahsınızı ilgilendiren her türlü seçimde uygulamada serbestsiniz ama birlerinin beklediği hizmetleri aksatıyorsanız, üzerinize düşen sorumlulukları yapmıyorsanız haliniz harap. Demem o ki yetkili sorumusuz olacaksanız size karşıda sorumlulukları olanlar sorumsuz davrandımı kimseye şikayet etmeyin en sonunda da başınızı ellerinizin arasına alıp dövünmeyin. Toplumsal sorumlulukların altına iş olsun diye girip itibarınızı yitirmeyin. Yasin PAMUK Evrensel Kültür ve Sanat Derneği